Burası birbirine kavuşmak için var gücüyle akan mendereslerin, özgürlüğünü yüzyıllarca yaşatan asi yılkı atlarının ve hayata renk katmaktan başka amacı olmayan hayvanların tabiat anası... Burası oksijenin sevgiyle birleştiği, toprağın korkusuzca filizlerini yeşerttiği, insan elinin değmeyi unuttuğu korunmuş bir cennet. Yaz aylarında insanların özüne dönmek için kaçıp geldiği bir yenilenme alanı aslında. Sakin çobanların coşkulu kaval resitalleri engin yaylanın zirvelerinde yankılanıyor. Milyonlarca yıldır dünya için çalışan orman işçisi hayvanların yerleşik olarak yaşadığı yayla. Burası Ordu ve Tokat illeri sınırları içerisinde yer alan Aybastı Perşembe Yaylası... Kaynak: orduultratrail.com Tarihler 29.06.2019'u gö steriyordu. 10 gün öncesinden hazırlandığımız, heyecanla beklediğimiz büyük gün gelmişti. Sabahın erken saatlerinde, saatler yediyi gösterdiğinde Ordu'dan hareket etmeye başladık. Kıvrımlı yolları, yemyeşil ağaçları, vadileri ve de uçsuz bucaksız uçurumları büy
Sana söylemek istediğim o kadar çok şey var ki! Belki bir sonbahar sabahında yemyeşil çamların, meşe ağaçlarının arasından cıvıl cıvıl kuş sesleri eşliğinde Eymir gölünün etrafını dolanırdık. Karşıdan gelen, çoçuğunun elinden tutan anne babanın yüzündeki gülümsemeden birazcık alırdık belki. Ömrünün sonuna gelmiş o sapsarı yaprakların arasından gökyüzüne bakardık, içimize çekince beynimizde melodiler estiren o tertemiz havayı doya doya çekerdik içimize belki. Müthiş bir piyanist olan Lukas Vondracek 'in ya da müthiş bir “hard swing” duygusu olan piyanist David Hazeltine 'nin eşsiz resitaline katılırdık. Ardından Sakarya'ya gidip iki tek atardık Eski Yeni'de, geleceğe ya da geçmişe... Ankara Kalesi'ne çıkar, kimsenin sevemediği şehre en yükseklerden bakıp aşık olurduk belki. En güzeli de bir hafta öncesinden heyecana girip atkımızı, formamızı hazırlardık, gözümüzün önüne bırakırdık. Maç günü herkesten önce 19 Mayıs Stadı'na giderdik, Alkaralar'ın topl